Yakup Şevki Subaşı (1876, Harput - 20 Aralık 1939), Türk asker. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı'nda görev aldı.
Sırasıyla Elaziz Askerî Rüştiyesi, Erzurum Askerî İdadisi'nden mezun oldu. 17 Ağustos 1896 tarihinde Mekteb-i Harbiye'yi bitirdi. 17 Ocak 1900 tarihinde Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'den kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu. Mekteb-i Harbiye'de Askerî Taktik ve Strateji Öğretmenliği yaptı.
4 Şubat 1913 tarihinde Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak atandı. Bu göreviyle Balkan Savaşı'na katıldı. 14 Mart 1914 tarihinde İstanbul Boğazı Müstahkem Mevki Komutanlığı görevine atandı.
31 Ağustos 1915 tarihinde Anafartalar Grup Komutanı olan Mustafa Kemal Bey'in yerine 19. Tümen Komutanlığı görevine atandı. 15 Ekim 1915 tarihinde 3. Kolordu Komutan Vekili atandı.
21 Ekim 1915 tarihinde 15. Kolordu Komutan Vekili olarak atandı. 15. Kolordu'nun Galiçya'ya gönderilmesi üzerine 18 Mart 1916 tarihinde bu göreve asaleten atandı. 5 Ekim 1916 tarihinde Galiçya'da 15. Kolordu Komutanı olarak görev yapmakta iken Mirliva rütbesine terfi etti ve "Paşa" unvanı aldı.
18 Kasım 1916 tarihinde 14. Kolordu Komutanlığı, 10 Ağustos 1917 tarihinde yeniden düzenlenen 3. Ordu komutası altındaki 2. Kafkas Kolordu Komutanlığı görevlerine atandı. 11 Ekim 1917 tarihinde de 2. Ordu Komutan Vekili olarak atandı. Kars'ın Ruslardan geri alındığı harekâtı yönetti. 7 Haziran 1918 tarihinde kurulan Şark Ordular Grubu komutası altındaki 9. Ordu'nun komutanlığına atandı. 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesinden iki gün sonra İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından tutuklandı. 13 Temmuz 1920 tarihinde Malta'ya sürüldü.
Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra İngilizlerle yapılan esir değişiminden sonra 31 Ekim 1921 tarihinde Ankara'ya gelerek Türk Kurtuluş Savaşı'na katıldı. 18 Kasım 1921 tarihinde Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından 2. Ordu Komutanlığı'na atandı. Dumlupınar Meydan Muharebesi sonrası 31 Ağustos 1922 tarihinde Ferik rütbesine terfi etti. 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir'in kurtuluşunun ardından komutasındaki 2. Ordu ile beraber Çanakkale Boğazı'nda bulunan İngiliz kuvvetlerinin kuşatılması harekâtını yürüttü.
Türk Kurtuluş Savaşı'nın ardından askeri hayatına devam ederek 20 Nisan 1924 tarihinde Yüksek Askerî Şûra Üyeliği'ne atandı. Bu görevdeyken 1926 yılında Orgeneral rütbesine terfi etti. 20 Aralık 1939 yılında Yüksek Askerî Şûra Üyesi iken öldü. Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Daha sonra naaşı 27 Eylül 1988 tarihinde Devlet Mezarlığı'na nakledildi.
Harbiye'de Askerî Taktik ve Strateji Öğretmenliği yapması nedeniyle başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki üst düzey komutanların büyük çoğunluğu tarafından "Hocam" diye hitap edilirdi. Büyük Taarruz'dan önce taarruz stratejisinin belirlenmesi için yapılan toplantılarda, tedbirli ve titiz karakteri nedeniyle, taarruz planını çok riskli ve tehlikeli bulduğu için şiddetle itiraz etmiş, ancak yine de verilen emirleri, biri hariç, harfiyen yerine getirmiştir. Yerine getirmediği tek emir ise, Afyon'un ele geçirilmesinden sonra, komuta ettiği 2. Ordu'nun sol yanının ileri sürülmesidir. Yakup Şevki Paşa bu emre "kendi cephesinden çekilen olmadığı" gerekçesiyle itiraz etmiş, bunun üzerine cephe karargahı Paşa'yı atlayarak emri direkt birlik komutanlarına vermiş, bu birlikler ileri harekâta başlayınca Paşa da mecburen emri uygulamak zorunda kalmıştı. Büyük Taarruz'un zaferle sonuçlanması, bu planla zafer kazanılacağına pek ihtimal vermeyen Yakup Şevki Paşa'yı sadık bir Mustafa Kemal hayranı yaptı.
Kurtuluş Savaşı sırasında katırların ordunun en önde gelen lojistik ulaşım aracı olduğunu düşünen Yakup Şevki Subaşı, bu hayvanların bakımına çok önem vermiştir.1
Orijinal kaynak: yakup şevki subaşı. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Görev yaptığı alayda bir katır ölünce sorumluluğun kendilerinden
gitmesini isteyen subaylar veteriner
hekim'e başvurarak konuyla ilgili bir
rapor düzenlemesini isterler. Veteriner hekimin
Latince terimlerle dolu bir rapor
hazırladığını gören Yakup Şevki Paşa, hiçbir şey anlamadığı raporun
altına şu notu düşer:
Baytar Efendi, istilah-ı fenniyen (tıbbi terimler) başında
paralansın, bu katır niye öldü, onu yaz!
23 Ocak 1997
tarihli
Hasan Pulur makalesi
Milliyet haberi 18 Mart 2014
tarihinde erişilmiştir ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page